20 Ekim 2014 Pazartesi

“EMİR, DEMİRİ KESER”


Kobane direnişi, 35. gününü de geride bıraktı. Bir kent, bir aydan fazladır insanüstü bir çabayla, insanlığın son zamanlarda gördüğü bir vahşet çetesine karşı direniyor. Burnumuzun dibinde insanlık ve barbarlık arasında yaşanan bu direnişi, sırf Kürtler direniyor diye, başta devlet ricali olmak üzere, görmek istemeyen ve hatta IŞİD kazansın diye bekleyenler şimdilik hüsrana uğramış durumda. Ama IŞİD tamamen Kobane’den uzaklaştırılabilmiş değil. Kobane için halen tehlike sürüyor.

Kobane’de direnen YPG’yi IŞİD’le bir tutan ve bir türlü Kobane’ye koridor açmamakta direnen AKP iktidarı, “peşmergenin Kobane’ye geçişine izin verdiklerini” bugün açıkladı. Hatta Mevlüt ÇAVUŞOĞLU “Kobane’nin düşmesini asla istemiyoruz” bile dedi.  Daha dün “Cumhurbaşbakan” Recep Tayyip ERDOĞAN “ Son günlerde bir şeyler dolaşmaya başladı. Nedir o? PYD’ ye silah desteği vermek ve PYD’ ye verilecek silah desteğiyle IŞİD’e karşı bir cephe oluşturmak.  Tamamda PYD şuanda bizim için PKK ile eştir. O da bir terör örgütüdür. Bir terör örgütüne kalkıp da bize dost olan NATO’da dost olduğumuz Amerika’nın böyle bir desteği, açıktan açığa bize söyleyerek, bizden evet ifadesini, yaklaşımını beklemesi çok yanlış olur, böyle bir şeyi bizden beklemesi mümkün değil, böyle bir şeye biz evet diyemeyiz” dedi.  İşte bu açıklamanın mürekkebi daha kurumamışken ABD’nin PYD’ ye silah yardımı yaptığı ve Türkiye’nin peşmergenin geçişine izin verdiği açıklandı. Ayrıca ABD Dışişleri Bakanı Kerry, Türkiye’ye bilgi verildiğini de ifade etti. Yani “NATO’nun Libya’da ne işi var” deyip, hemen ardından Libya operasyonuna koşar adım gidilmesi gibi, Amerika’dan talimat gelince hemen çark edildi.

Oysa düne kadar IŞİD’i PKK ile eşitleme kurnazlığıyla IŞİD’in Kürtleri ezeceği hesabı yapılıp, “Kobane düştü düşecek” diye sevinç içinde beyanatlar veriliyordu. “Kobane için koridor açılsın, Kobane de yaşananlara sessiz kalınmasın” diye sokağa çıkan insanlarına hunharca saldırıp, ülke iç savaşın eşiğine getirilmişti. Burnunun dibinde kendi halkının çığlığını duymayanlar, okyanus ötesinden gelen talimatı anında duyabildiler. Güzel  bir ata sözü vardır; emir demiri keser. ABD’den emir gelince, anında çark edildi.   

Herkesin Suriye’de yaşananlara dair bir planı varken, AKP iktidarı tamamen seyirci konumunda. Yaşanan gelişmelerle bağları kopmuş, Esad düşmanlığını tamamen mezhepçi bir şekilde saplantıya dönüştürmüş durumda.  İçerde “barış yapıyorum” dediği Kürtlerin, Suriye’de imha edilmesine ses çıkarmama ve göz yumma hamlesi şimdilik Kürtlerin direnişiyle duvara tosladı.

Sadece AKP değil, ABD’de çok istemese de kendi oyun planına çok uymayan, onun Suriye hayaliyle uyumlu olmayan PYD’ye yardım etmeye mahkûm oldu. Emperyalist güçler her zaman oyun kurarlar, ama her zaman oyunu kazanamazlar. Bugün ki yardıma bakıp, bir anda PYD ve Kürt hareketini işbirlikçilikle yaftalamaya çalışanlar, acele etmesinler sonra utanabilirler.

AKP’nin yakın müttefiki Barzani’nin bugün Rojava ve kantonları tanıması, Kobane’ye yardım göndermesi birazda “mecburiyetten” diyebiliriz. IŞİD’in karşısında Irak’ta düştüğü durum, Suriye’de PYD’yi görmezden gelmesine rağmen, PYD’nin IŞİD’e karşı gösterdiği direnç, PKK-PYD çizgisi karşısında Barzani’nin Kürtlerin lideri görüntüsüne darbe vurdu. Şimdi Barzani birazda düştüğü durumdan kendini kurtarma derdinde ama PYD, peşmerge desteğine ihtiyaçları olmadığını açıklayarak, Barzani’nin hamlesini boşa düşürmüş durumda.

Kobane, insanlık ve barbarlık arasında bir kavganın sembolü durumunda. Bugün bize düşen görev gericiliğe, çeteciliğe ve emperyalist barbarlığa karşı, direnen halkların yanında olmaktır.