AKP
iktidarı, kıdem tazminatını kaldırma inadından vazgeçmiyor. İktidara geldiği
günden beri emekçilerin kazanılmış haklarını bir bir budayan AKP hükümeti,
şimdide kıdem tazminatını kaldırmanın derdinde. Her yıl sık sık gündeme
getirdikleri kıdem tazminatını kaldırma planlarını, yeniden devreye
sokuyorlar.
Başbakan
Ahmet DAVUTOĞLU’nun müjde diye duyurduğu şey, emekçilerin ölüm fermanından
başka bir şey değil. Davutoğlu kıdem tazminatının işverene yük getirdiğini
söyleyerek, işvereni bu dertten kurtaracaklarını söylüyor. İktidar oldukları
günden bu yana patronları birçok yükten kurtardıkları gibi şimdide kıdem
tazminatından kurtaracaklar. Bunu da emekçilere müjde diye sunuyorlar. AKP ne
zaman “emekçiye müjde” diyorsa, anlayın ki emekçinin kazanılmış bir hakkı daha
budanıyordur.
Emekçiye
müjde diye sundukları, kıdem tazminatının kaldırılarak, fona devredilmesidir.
Bunu uzun zamandır dillendiriyorlardı. Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali BABACAN,
daha önce yaptığı bir açıklamada kıdem tazminatının bireysel emeklilik
fonlarına devredilmesine sıcak baktıklarını söylemişti*. Babacan’dan farklı olarak Davutoğlu emeklilik
kısmını ifade etmeyip, kıdem tazminatını bireysel hesaba dayanan fonlara
devredeceklerini söylüyor. Bunun gerekçesi olarak da çalışanların yüzde
doksanının kıdem tazminatı alamamasını gösteriyor. Çalışanlar kıdem tazminatı
alamıyorsa, bunun baş sorumlusu kendileri. Kayıt dışı, güvencesiz ve esnek
çalışma modelini bu ülkede en iyi uygulayan kendi iktidarları değilmiş gibi,
yapmaya devam ediyorlar.
Getirecekleri
fon sistemiyle 30 günlük olan işçinin kıdem tazminatı hakkını da 15 günle
sınırlayacaklar. Tasarruf fonlarında da devlet garantisi olmayacak. Fon batarsa,
çalışan üzerine bir bardak soğuksu içecek. Kaldı ki normalinde işçinin kıdem
tazminatını ödemeyen işveren, fona neden para yatırsın. Fona para yatırmasını
sağlayacak ve garantiye alacak yasal bir düzenleme yok.
AKP
kıdem tazminatını da kaldırarak, emekçileri kölelik düzenine yeniden döndürmeye
kafasına koymuş durumda. Zaten yeni torba yasada yer alan özel istihdam
bürolarının kurulması ve işçi kiralama yetkisi verilmesi gibi maddeler kadrolu
çalışmayı ortadan kaldırıyor. Onun yerine geçici yani esnek ve güvencesiz
çalışma düzeni geliyor. Zaten böyle bir düzende işlemesi mümkün olmayan kıdem
tazminatını, haliyle toptan kaldırmaya uğraşıyorlar.
Gelinen
bu noktada, sendikalara büyük görev düşmekte. Televizyon ekranlarında “kıdem
tazminatı kırmızıçizgimiz” diyenler sözlerinin arkasında durmalı. Hak-İş daha
şimdiden, “yasayı olumlu bulduklarını” beyan etti. DİSK Metal-İş kolundaki
greviyle nasıl tepki vereceğini zaten gösteriyor, geriye Türk-İş kalıyor. SEKA
ve TEKEL gibi direnişlerde gösterdiği olumsuz tavır, elbette büyük soru
işaretleri. Ama kıdem tazminatının kalkması, özel istihdam büroları gibi
uygulamalar sendikalarda örgütlenmelere de büyük darbe vuracaktır. Artık
Türk-İş için de yolun sonu yaklaşıyor. Ne yapıp yapmalı, sendikalar birleşik
bir mücadele hattı örerek, emekçilere dönük bu büyük saldırıyı durdurmalılar.
*Fon
sitemiyle ilgili detaylı bilgi için http://sabrikirdar.blogspot.com.tr/2014/03/kdem-tazminat-gelecegimizdir.html