Demokrat
Parti döneminde oluşturulan Vatan Cephesi’ne katılanların isimleri her gün
radyoda okunurmuş. Bugün benzer bir cephe girişimiyle daha karşı karşıyayız.
Vatan cephesi bu sefer Recep Tayyip ERDOĞAN’ın başkanlığı için oluşturuluyor.
Bu
cephenin baş müttefikleriyse daha birkaç sene önce kanlı bıçaklı oldukları
Aydınlıkçılar ve bir kısım ulusalcılardan oluşuyor. Öyle ki geçen günlerde Doğu
PERİNÇEK, hayatının en mutlu günlerini yaşadığını ilan etmişti.
Şimdi
bu cepheye, her sıkıştığında Recep Tayyip ERDOĞAN’ın imdadına yetişen Deniz BAYKAL’da
katıldı. Katılışı Başbakan Ahmet DAVUTOĞLU tarafından, AKP grup toplantısında
ilan edildi. CNN Türk’te Ahmet HAKAN’ın tarafsız bölge programına katılarak “Halep
Sünni kentidir. Bombalama Türkiye’nin hakkıdır” diyen Deniz BAYKAL’a, Başbakan
Davutoğlu grup konuşmasında, teşekkür edip, “milli iktidar önemli ama milli
muhalefet de önemli” diyerek, Baykal’ı tebrik etti.
Baykal’ın
vatan cephesine katılımı AKP grubunda coşkulu alkışlarla karşılandı. Baykal’ın
bu cepheye katılışının yandaş yazarlarda da büyük bir sevinç yarattığı görüldü.
Aslında geç bile kaldı, Doğu PERİNÇEK’ten önce bu cepheye katılması lazımdı. Gerçi
Baykal ilk adımı zaten 7 Haziran seçimleri sonrası, koşar adım Recep Tayyip ERDOĞAN’la
görüşerek ve ardından meclis başkanlığı adaylığını dayatarak atmıştı.
Bu cepheye katılımlar
önümüzdeki günlerde de sürecek gibi.
Saray
bu cepheyi genişletmek ve katılımı artırmak için de bilindik yöntemlere başvuruyor.
Bu yöntemin başlıcası içeride savaş,
dışarıda savaş konsepti. Böyle bir savaş ortamında, içerideki ve dışarıdaki
düşmanlara karşı Reis’in etrafında bir kenetlenme yaratılmak isteniyor. Güçlü
lider, güçlü Türkiye algısıyla başkanlık yolunun taşları diziliyor. Bu taşları
da Perinçek ve Baykal gibiler döşüyor.
Baykal
bu taşları döşerken, CHP’yi de hedef almayı ihmal etmiyor. CNN Türk’te Ahmet HAKAN’ın
tarafsız bölge programında, CHP’yi hükümete terör konusunda yeterince destek
vermemekle itham ediyor. CHP’de köklü
bir değişime ihtiyaç var diyerek de parti içi muhalefetin sinyalini veriyor.
Ülke içeride ve dışarıda savaşa sokulmaya çalışılırken, ülkeye başkanlık ve tek
adamlık dayatılırken, Baykal ana muhalefet partisini, parti içi çekişmelerle
kilitlemenin ve işlevsiz hale getirmenin hesabını yapıyor.
Günlerdir
CHP’de yaşanan Atatürk portresi tartışmasının kaynağının neresi olduğu anlaşılıyor.
Bir portre tartışmasını zor çözen CHP’nin alevlenecek parti içi tartışmalarda
ne hale geleceği malum.
Yandaşların
ve AKP’li vekillerin milli Baykal sevinci boşuna değil. Baykal kıvılcımı çaktığında,
ateşi dışarıdan harlamaya hazır bekliyorlar. Böylece CHP’yi kıpırdayamaz halde
tutmak istiyorlar.
CHP’de
bu tuzağa atlayanlar da yok değil. Milli politika, dışarıdan gelen bir
saldırıya karşı tek vücut olma gibi safsatalarla kendi felaketini hazırlıyor.
CHP
gerçekten bir dikta rejimine karşıysa, içeride ve dışarıda savaş istemiyorsa, öncelikle
içindeki bu kangreni söküp atmalıdır. Yoksa bu gidişle, kendi felaketine doğru
ilerlemeyi sürdürecektir.