Ülkemizde ardı ardına bombalar patlıyor. Artık
kimse bombayı kimin patlattığını tahmin bile edemiyor.
Patlayan bombalar AKP ve sarayın umurunda
değil. İstanbul’un göbeğinde bomba
patlarken, hükümetin bakanları canlı yayınlarda AKP’nin icraatlarının
propagandasını yapmakla meşgul. Çünkü patlayan her bombanın, kendi çıkarlarına
hizmet ettiğinin farkındalar.
AKP ve saray ülkenin içinde bulunduğu koşulları, kendi
siyasi amaçlarına hizmet edecek şekilde kullanmakta. Toplumda ortaya çıkan korku ve yılgınlık
havasıyla halkı bir tek adam rejimine yani başkanlığa razı etmenin hesapları
içerisinde.
Patlayan her bombanın ardından, yeni güvenlik
tedbirleri adı altında yeni baskı yasaları hayata geçirilmek isteniyor.
İnsanlar tedirgin, sokağa çıkmaya bile korkar hale
gelmiş durumda. Toplum tamda siyasi iktidarın istediği şekilde bir panikleme
halinde.
Siyasi iktidar bombaların patlamasını
engelle(ye)mediği gibi, sürekli yeni bomba haberleriyle toplumun tedirginliği
daha da artmakta. Her gün televizyonlarda sosyal medyada ve yerel medyalarda
sayısız asılsız haber yayınlanıyor. “AVM’de bomba ihbarı, AVM’de canlı bomba
yakalandı, polis açıkladı şu plakalı araç canlı bomba, Deniz Baykal açıkladı şu
tarihlerde Antalya’da bombalar patlayacak, İstanbul’un şu mahallelerine
cephanelik yığıldı” vb nice haber. Bu yayınlarla halkın tedirginliği ve paniği
daha da artıyor. Bu asılsız haberler kimi “muhalif” sitelerde paylaşılmakta
hatta kendi yoldaşlarımız dahi güvenirliliği ve kesinliği belli olmamasına
rağmen, bu haberleri paylaşmakta bir sakınca görmemektedir.
Bazen olay sırf bir güvenlik zafiyetiymiş gibi
davranılmakta, sorun sanki polisin, MİT’in görevini yeterince yapmadığına
indirgenmekte. Bu kısmen doğru olsa bile, unutmayalım ki bugün polis tamamen
AKP’nin milis gücüne dönüşmüş, MİT dediğiniz de sarayın bir kurumu haline
gelmiştir. Sorun salt bir güvenlik sorunu değildir. Sürekli, sadece güvenlik
meselesine vurgu yapmak, bombaların patlamasının ardındaki, AKP ve saray politikasının göz
ardı edilmesine sebep olmaktadır.
Patlayan bombaların asıl sorumlusu, AKP ve sarayın
içeride ve dışarıda yürüttüğü savaş politikalarıdır. AKP’nin artık fiilen bittiğini ilan edip,
yasal kılıfını giydirmek istediği rejim değişikliğidir. AKP ve saray bu
değişikliği yapabilmek için elindeki tüm enstrümanları ve yöntemleri
kullanmaktadır.
Ülkemiz AKP ve saray eliyle bir iç savaşa
doğru hızla sürüklenmekte, faşizm alabildiğine katmerli hale getirilmektedir.
Patlayan bombalar ve sürekli pompalanan yalan bomba
haberleri, panik ve korku hali insanları daha çok yılgınlığa itmekte, baskı ve
zor yasalarına razı hale getirmektedir.
Bize düşense, hem faşizme karşı mücadele etmek ve
direnmek, hem de direnirken faşizmin yalanlarına kanmamak, halkı gerçekten
doğru bilgilendirmektir.
Halk bu yalanlara ne kadar çok inanırsa, o kadar
çok iktidara yanaşacak, içinde iktidara karşı oluşacak tepki maalesef
sönümlenecekdir. Böyle bir durum da AKP ve sarayın diktatörlüğe gidişi daha da
kolaylaşacaktır. Bu nedenle faşizmin yalanlarına karşı uyanık olalım,
yaşananların asıl sorumlusunun AKP olduğunun unutturulmasına müsaade etmeyelim.